16 Aralık 2014 Salı

Terleten MİM

Plaza Sesi en zor ve düşündürücü konularla dolu bir mim paslamış bana. Cevaplamakta çok geç kaldım ama kusuruma bakmaz o biliyorum ben :) 

Bu gece öleceğinizi bilseniz bazı insanlara bazı şeyleri söylememiş olmanın pişmanlığını hisseder miydiniz? Peki, neden söylemediniz?
Bir şeyleri söylemediğim için pişman olacağım kadar önemli insan sayısı çok az hayatımda. Ve şu anda düşündüğümde ah keşke söyleyebilsem dediğim hiçbir şey yok içimde. Belki tek pişmanlığım sevdiklerime daha fazla vakit ayırmayışım olurdu. Çünkü ne kadar değer versek de günlük telaşlar bizi çoğu zaman yalnızlığa itiyor.


Günün birinde çocuğunuzun doğduğu hastanede bir yanlışlık yapıldığını ve çocukların karıştığını öğrenseniz, kendi çocuğunuzla sizin büyüttüğünüz çocuğu değişir miydiniz?
O kadar zor bir soru ki. Sanırım önce bir şok ve yıkım olurdu benim için. Ama her zaman şöyle düşünüyorum. Annelik sadece doğurmakla olmuyor. Kendi büyüttüğüm çocuğu da bir kenara atamazdım asla. Onunla olan ilişkimde bir değişiklik olmazdı. Yine öz çocuğummuş gibi devam ederdim hayatıma. Sadece öz çocuğumu tanımadan geçen zamana üzülürdüm. Ayy ağlayabilirim şu an :D Türk filmi sahnesinde hissettim kendimi :D


Hayalinizi süsleyen bir yerde bir hafta tam pansiyon harika bir tatil için uçan bir kelebeği yakalayıp ayaklarını ve kanatlarını koparır mıydınız?
Koparmak deyince içim cız etti. Kelebeğin ufacık bir hayvan olması onun canlı olduğu ve acı çekeceği gerçeğini değiştirmez. Asla yapamazdım. Aksi halde tatili kelebeklerle dolu kabuslarla geçirebilirim :)

Bir yemeğe davetlisiniz ve önünüze tanımadığınız bir yemek konuyor. Tuhaf haline ve pek iştah açıcı görünmemesine rağmen tadına bakar mıydınız?
Ne kadar aç olduğuma bağlı. Artık karnım gurulduyor, tansiyonum düşmeye başlıyor ve gözlerim kararıyorsa yapacak birşey yok, yerdim :)
Ama genel olarak görüntü ve koku olarak kötü olduğunu düşündüğüm yemekleri ağzıma koymam.


Sevdiğiniz biri için yalancı şahitlik yapar mısınız? Örneğin bir yayaya çarptığında direksiyonda dalga geçmesine rağmen çok dikkatli kullandığını söyler miydiniz? (Anne,baba,eş,sevgili)
O parantez içindekiler olmayaydı iyiydi.Örnekteki gibi ciddi bir konuda yalancı şahitlik yapamam. Sonucu ne olursa olsun, isterse bir daha suratıma bakmasınlar. Ama basit bir konuda bu kuralı biraz çiğneyebilirim gibi düşünüyorum :)

Yetişme tarzınızda değişiklik yapma imkanınız olsa neyi değiştirirdiniz?
Küçüklükten beri tabularla yetişmemiş olmayı tercih ederdim. Keşke geriye dönüp bunu değiştirme imkanım olsa. En azından kendi çocuğumu/çocuklarımı böyle yetiştirmeyeceğime eminim. Onların da bu soruya bu şekilde karşılık vermelerini asla istemem.

Eviniz ve içindeki eşyalarınız yanıyor. Ailenizi, kendinizi ve köpeğinizi kurtardıktan sonra bir kez daha içeri girme şansınız var.Ne kurtarırdınız?
Herkes kurtulduktan sonra o şokla aklıma başka birşey gelmezdi sanırım ya. Mantıklı düşününce o olaydan sonra barınabilmek için paraya ihtiyacımız olacağı kesin. Sanırım cüzdanımı falan almak isterdim.Hayat bedava değil sonuçta.

Yarın sabah başka birinin kimliğinde uyanma şansınız olsa bunu değerlendirir miydiniz, kimi seçerdiniz?
Bu soruyu okuduğumda aklıma hemen Virginia Woolf geldi. Nedendir bilmiyorum ama aklıma ilk geleni yazdım ben de. Tabi Virginia kadar çirkin olmak istemezdim :D Ay neyse ölünün arkasından konuşmayayım fazla :D

Plaza Sesi'nden bir mim daha var ama şu an yapmam gereken işlerim var. Onu da yarın hallederim :) Çok teşekkür ederim tatlışıma :)

xCoach seni asla atlamam bilirsin :))
yaz-(s)aklan-kaç'ım da gözümden kaçmadıysa cevaplamadı sanırım bu mimi.

Seviyorum sizi :)




5 Aralık 2014 Cuma

Okuyucu Mimi

yaz-(s)aklan-kaç beni mimden mahrum etmemiş sağolsun :) Hemencik cevaplıyorum :)

Arabada kitap okurken rahatsız olur musun?
Bazen rahatça okuyabilirim. Ama bazen de başım döner midem bulanır hemen kapatırım kitabı. Yol boyunca okuyabilenlere hayret etmişimdir her zaman :)

Hangi yazarın tarzı tam senlik, neden?
Ahmet Ümit en sevdiklerimden. Çünkü kitabın sonunda şaşırmayı ve aksiyonu seviyorum biraz. Roman boyunca da kimin katil olabileceğini tahmin etmeye çalışmak acayip keyifli :)
Son zamanlarda okuduğum Sarah Jio'yu da çok sevdim. Tarz olarak geçmişle bugün arasında bağlantı kuran olay örgüleri var. Yine Ahmet Ümit'te olduğu gibi roman sonunda beni şaşırtıyor. Ustaca kurgulanmış romanlara sahip bence.

Harry Potter serisi mi, Alacakaranlık serisi mi ? Cevabınızı desteklemek için üç neden belirtin.
Harry Potter'ı severek okumuştum. Alacakaranlık da hayran olduğum bir seriydi. Ancak filmlerinden sonra biraz tiksindim diyebilirim. Okurken çok sevmiştim oysa ki.Ama bence herkesi bıktırdılar. Sanırım Harry Potter diyorum. Ama üç neden belirtmesem de olur sanırım. İçgüdüsel bir karar :))


Kitaplarını koklar mısın?
Hayır hiç yapmadım bunu.

Kitaplığının en ince kitabı hangisi?
Kürk Mantolu Madonna.

Kitaplığının en kalın kitabı hangisi?
Ders kitabı kategorisinde ama olsun. Borçlar Hukuku :)

İyi bir okuyucu olduğun kadar iyi bir yazar mısın? Geleceğinde yazarlık görüyor musun?
İyi bir okuyucu olduğumu kim söyledi ki :)) Aslında üniversite yıllarıma göre daha iyi okuduğumu söyleyebilirim ama yeterli olduğunu düşünmüyorum kesinlikle. Okumak istediğim uzun bir kitap listesi var ve sürekli yeni kitaplar çıkıyor. Ömrüm buna yetişebilecek mi bilmiyorum :) İyi yazdığımı ve gelecekte yazarlık kariyeri görmüyorum kendimde :) Benim yazma sebebim sadece rahatlamak. Bunu profesyonele dökmek aklımın ucundan bile geçmez.

Daha önce okuyup da nefret ettiğin bir kitabı vermek isteseydin bu hangisi olurdu?
Elif Şafak-Medcezir.

Harry Potter ve Açlık Oyunlarına benzeyen ama daha az bilinen bildiğin bir seri var mı ?
Serilerle pek ilgilenmiyorum.

Zombiler mi vampirler mi?
Zombileri pek tercih etmiyorum :) Vampirler daha ihtişamlı bence :)

Son olarak komple aşk romanı mı yoksa biraz aşk karıştırılmış aksiyonlu romanlar mı ?
Sadece aşk bayıyor bazen.Aksiyon da olsa tadından yenmez :)

yaz-(s)aklan-kaç'ım teşekkür ederim bu güzel sorular için :) "Sevgülünle" çok tatlı zamanlar geçir emi :) Aşk hep sizinle olsun :)

Ben de Kreatif Baskan ve xCoach 'u mimledim gitti :)


3 Aralık 2014 Çarşamba

Sessiz Takipçi

Yazmak istediğim o kadar çok şey varken sadece boş sayfaya bakıp nereden başlasam diye düşünüyorum. Başlayamadığımı görüp kapatıyorum.

Evet günlerdir aynen böyleyim.Sadece sessiz takipçi kategorisindeyim.Sanmayın ki okumuyorum sizleri. Elimden geldiğince, zaman buldukça okuyorum. Sadece yorum kısmını görmezden geliyorum bu ara. Nedendir bilmiyorum. Eski performansımı yakalamaya çalışıyorum ama yok yok :)

24 saat bana cidden yetmiyor. Ki işten de çoğu insana göre erken çıkıyorum. 16.30-17.00 arasında çıkmış oluyorum. Zamanın yeterli gelmesi için kaçta çıkmam gerekiyor acaba ? Bu soruyu sorunca da kendimden utandım :)

20'li yaşlar ne zormuş meğer. Sürekli umut ve umutsuzluğu bir arada yaşıyorum. Özellikle de iş konusunda. Bazen hayalimdeki şeyi bulamadığımı hissediyorum.Bazen de daha ne olsun nankör olma diyorum kendi kendime.

Meslekte yeni olmanın verdiği birşey sanırım. Daha hareketli olmasını isterdim. Bazen oturacak vaktim bile olmamalı.Saate baktığımda aa ben yemek yemedim saat ne çabuk geçmiş demeliyim. Bazen deli gibi yorulup eve gidince kendimi yatağa zor atmalıyım. Manyak mıyım neyim bilmiyorum ama öyle olsun istiyorum işte. Bu aradığım da küçük şehirde yok maalesef memur ve esnaf usulü arasında bir yerdeyim. Hem memnunum hem değilim. Ama sonuçta herşey hayalimizdeki gibi olmuyor. İşimden,çalıştığım yerden memnunum da işte öğrenme hevesinin verdiği o heyecanı karşılayamıyorum burada. Neyse sizi dengesizliklerimi dinlemekten kurtarıyorum :)

Sadece buradayım ve sessiz takipçinizim demeye gelmiştim.