25 Ocak 2014 Cumartesi

Ötenazi Olmalı Mı ??



Senden Önce Ben 'i okuduktan sonra ötenazi olmalı mı olmamalı mı diye düşünmeye başladım. Bu uygulamanın yasal olduğu ülkeler var. Bazı ülkelerde de yasal değilmiş ama gizli yapılmasına göz yumuluyormuş.

En kısa tanımını tıpta o zamana kadar yaşanan gelişmelerin iyileştiremediği, aynı zamanda nitelikli bir yaşam da sağlayamadığı hastaların istekleri doğrultusunda yaşamlarının sona ermesinin sağlanmasıdır şeklinde yapabiliriz.

Ölümü meydana getirmek için tıbbi yöntemler doğrudan kullanılmışsa aktif, ölümün meydana gelmesi için hareketsiz kalınmışsa pasif ötenazi adını alıyor. Aktif ötenazide hasta hekimin müdahalesi ile ölüyor. Pasif ötenazide ise hekimin hastayı hayatta tutması için yapması gerekeni yapmamasından dolayı ölüyor.

Bir de istemli ve istemsiz ötenazi var. İstemli ötenazi de hasta bu isteğini kendisi açıkça dile getiriyor. İstemsiz ötenazi ise hasta bitkisel hayatta veya komada olduğu durumlarda uygulanıyor.

Bu uygulamanın cinayet sayılması gerektiğini savunanlar var. Düşündüğümde hayır cinayet değildir de diyemiyorum. Evet cinayettir de diyemiyorum.



Mesela mucizevi bir gelişme olmadığı sürece yatalak olmaktan, başkasının bakımına muhtaç olmaktan kurtulamayacak olan ve hayatı sadece yemek yemek uyumak ve etrafındaki insanların ona acıma duygusuyla bakışlarını izlemek olan bir hasta için yaşamanın ne anlamı var diye düşünüyorum. Hatta daha kötü durumda olan insanlar da var. Onları bir süre daha o şekilde yaşatmaya çalışıp daha çok acı çektirmenin de tıpla bağdaşır bir yanı yok gibi geliyor. Bu durumda rahat bir ölüm sağlamak daha insani ve vicdanlı bir davranış olmaz mı ? Doktorun hastayı iyileştirecek mucizevi buluşu beklemesi ne kadar mantıklı ? Diye geçiyor aklımdan. Ama bir yandan da içimde birşeyler razı olmuyor böyle düşünmeye...

Çünkü şunları düşünüyorum. Bu uygulamanın yasal olduğu ülkelerde bireyin hakkı olarak kabul ediliyor ötenazi. Bir hak ve hastanın kendisi tarafından isteniyor ama başkası tarafından gerçekleştiriliyor. Bu ne kadar bağdaşıyor birbiriyle ?

Ötenaziyi gerçekleştirecek doktor kendi müdahalesi yada müdahalesizliği nedeniyle hastanın isteği ile bile olsa birinin yaşamına son vermiş olacak.

Hastanın iyileşemeyecek bir durumda olması ve acı çekiyor durumda olması gerekiyor dedik. Peki bu haliyle psikolojisi çok mu iyi ki bu isteğine, iradesine itibar edilsin.

İstemsiz ötenazide hasta yakınlarının vereceği karar ne kadar doğrudur? Nasıl bir acı çektiğine dair bile bir fikirleri yok.

O hastalığın er yada geç bir çaresi bulunabilir mi ?

Günümüzde bazı doktorların hastalığa koyduğu tanının ne kadar doğru olduğu bile şüpheliyken tedavi yönteminin kesinlikle mevcut olmadığına inanmak ne kadar doğru?

Bu yöntemin kötüye kullanılmayacağı ne malum? Halkın tıp mesleğine olan güveni sarsılmayacak mı?

Kanunların da bu kadar soruya cevap verebilecek bir şekilde hazırlanmasına imkan olmadığından hakimlere takdir yetkisi verilmek zorunda kalınacak, farklı uygulamalar olacak ve hukuk açısından da güvenilirlik azalacak. ( Sanki çok varmış gibi )

Bu kadar soru varken -ki bunlar sadece şu an aklıma gelenler- ötenazinin yasal olmaması daha doğru sanırım.

Türk Hukukunda ötenazi ile ilgili özel bir hüküm yok ve doktrinde kasten insan öldürme suçu olarak kabul edilmesi gerektiğini savunanlar var.

Hollanda aktif ötenazinin yasallaştırıldığı ilk ülkeymiş. Ne garip yasal olan ülkelerde insanlar ölüm için sıraya giriyorlar.

Bir haberde de ötenaziden önce bir ailenin çekilmiş fotoğrafı var. Hepsi gülüyor içten bir şekilde. Ben mi çok vicdanlıyım anlamadım. Dalga geçer gibi bir de fotoğraf çekilmişler. Tamam belki ufak bir ihtimal acıdan kurtulacağı için kendini teselli edersin ama oturup da dişlerini göstere göstere fotoğraf da çekilme yani..

Ötenazi bir ölüm hakkı değildir. Yasal olan ülkelerde de bu bir hak olarak bireylere tanınmamış, sadece suç olmaktan çıkarılmıştır. Sadece hastanın ölmek istemesi sebebiyle hastanın menfaatinin bunu gerektirdiği inancı ile hekimin cezai sorumluluğu kaldırılmıştır. Yani ölüm hakkı değil de hastanın kendi geleceğini belirleme hakkı olarak değerlendirilebilir.

                                                                              ***



Kendimi öyle hayal ediyorum. Allah korusun tabi ki ama. Herhalde ben de yaşamak istemezdim. Çünkü psikolojisi fazla güçlü olan bir insan değilim ve başkalarının yardımına muhtaç olmayı fazla sevmiyorum. Ama açıkçası beni öldürün diyebilecek kadar cesaretli olur muydum onu da bilmiyorum. Hayat o şekilde de yaşamaya değer olurdu belki de. Etrafımdaki insanların desteği belirleyici olurdu biraz da.

Yani kısacası iki ucu *oklu değnek...

Allah kimseye böyle zorluklar, böyle hayatlar yaşatmasın diyorum ve noktayı koyuyorum.



2 yorum:

  1. öyle zor ki konu ki bu.
    amerikada bazı eyaletlerde uygulanıyor.
    ama bilemiyorum artık.
    doğru gibi duruyor ama zor işte.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de doğru olduğunu düşünüyorum ama bir yandan da bir sürü soru işareti var

      Ama Turkiyede olsa oldukca kötüye kullanilacagi da kesin
      :(

      Sil